Araştırma

Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso’nun Safranbolu’daki Sürgün Yılları

blankİtalya’nın bağımsızlık ve birleşme sürecinin (Risorgimento) önemli bir figürü olan Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso, 28 Haziran 1808 tarihinde Milano’da köklü ve zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta babasını kaybetmesine rağmen iyi bir eğitim aldı. Özellikle üvey babası Alessandro Visconti d’Aragona’nın etkisinde kalarak bağımsızlık ve cumhuriyet fikirlerini benimsedi. Bu fikirlerin etkisiyle Prenses Cristina, ömrü boyunca bağımsız ve birleşik İtalya idealinin savunucusu oldu.
 
1824 yılında Belgiojoso Prensi Emilio ile evlendi ve “Prenses” unvanını taşımaya başladı. Ancak kocasıyla yaşadığı sorunlar ve benimsediği fikirler, kısa bir süre içinde bu evliliğin fiilen bitmesine neden oldu. Prenses Cristina, bundan sonra o yıllarda Avusturya İmparatorluğu işgali altındaki memleketi Milano’da ve sıkça gittiği Paris’te siyaset ve sanat çevrelerinde boy gösterdi. İtalya’nın birleşmesi ve bağımsızlığı için çok sayıda yazı kaleme aldı.
Bu yıllarda gizli bir İtalyan devrimci örgütü olan Carbonari ile ilişkilerini geliştirdi. Devrimci hareketleri benimseyen Prenses, 1848 yılında İtalya’da başlayan ve kısa sürede tüm Avrupa’ya yayılan isyanların önemli bir aktörü haline geldi. Kuzey İtalya’nın Avusturya işgalinden kurtarılması için çıkan isyanlara bizzat katıldı. Kendi parasıyla birlikler oluşturdu ve Avusturya ordularına karşı girişilen çarpışmalara katıldı. Ancak başarısız olan ve bastırılan bu isyan sonunda 1850 yılında İtalya’dan ayrılmak zorunda kaldı.
 
Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso’nun Safranbolu’daki Sürgün YıllarıPrenses Cristina, İngiltere’ye ve Yunanistan’a sığınma girişimlerinin başarısız olması üzerine 1850 yılının ortalarında İstanbul’a geldi. Burada tanıştığı İtalyan, Fransız ve Amerikalı etkili kişilerin yardımıyla Osmanlı ülkesine sığınma hakkı elde etti. Ancak muhtemelen Avusturya İmparatorluğu’nun baskıları nedeniyle İstanbul’da kalamadı. 1850 yılının sonbahar aylarında Safranbolu’da “Çakmakoğlu” isminde bir çiftlik satın alarak yanında bulunan kızı Maria birlikte buraya yerleşti.
Hayatı boyunca hatıralarını yazan, İstanbul’daki ve Avrupa’daki tanıdıklarıyla sürekli mektuplaşan ve siyasi içerikli yazıları Fransız gazetelerinde düzenli olarak yayınlalan Prenses Cristina, Safranbolu günlerine dair çok az bilgi geride bırakmıştır. Daha sonra hem kendisi hayatta iken ve hem de öldükten sonra tekrar basılan kitaplarında, Safranbolu’da kaldığı çiftliğin yerini sadece Ankara’nın 200 km kuzeyinde ve Safranbolu’ya 6 (altı) saat mesafede bulunan bir vadi olarak tarif etmiştir.
 
Osmanlı Arşivi’nde yapılan son araştırmalar sonucunda tespit edilen belgeler, Prenses Cristina’nın Safranbolu’da yerleştiği Çakmakoğlu Çiftliği’nin tam yerinin tespit edilmesini de sağlamıştır. Arşiv belgelerine göre bu çiftlik, günümüzde Safranbolu’ya yaklaşık 10 km uzaklıktaki Kuzyaka köyü ile Satköy arasında kalan verimli ve geniş bir tarım arazisi üzerindeydi.
Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso’nun Safranbolu’daki Sürgün YıllarıPrenses Cristina, 1850 yılının son aylarında Çakmakoğlu Çiftliği’ne yerleşti. Beraberinde getirdiği yardımcılarıyla birlikte kısa sürede yeni bir hayat kurdu. Bu arada 1851 yılında Kudüs’e bir seyahat gerçekleştirdi. Anılarında İstanbul’daki yetkililerden izin almadan yaptığını belirttiği bu seyahati, Ankara’daki yöneticilerden aldığı belgelerle gerçekleştirdi. 1852 yılı sonlarında ise tekrar Safranbolu’daki çiftliğine döndü.
 
Arşiv belgelerinin verdiği bilgilere göre, Safranbolu’da kaldığı sürede Prenses Cristina’nın yaşadığı en önemli üç sorundan ilki satın aldığı çiftliğin eski sahipleriyle satış konusunda yaşadığı anlaşmazlıklardı. Çiftliğin eski sahiplerinin, satışa itiraz ederek yeniden para talep eetmeleri Prenses’i oldukça uğraştırmışa benziyor. Konuyu Safranbolu mahkemesine ve İstanbul’a ileten Prenses, hukuken haklı çıkmasıyla bu sorunu aşmış oldu. Diğer taraftan çiftliğin mülkiyeti konusundaki tartışmaları sonlandırmak amacıyla kızı Maria’yı Osmanlı vatandaşlığına geçirerek bu çiftliği kızı adına tescil ettirdi.
 
Prenses Cristina’nın Safranbolu’da yaşadığı bir diğer önemli sorun da Milano’daki mülklerine Avusturya İmparatorluğu tarafından konulan haciz nedeniyle aile mülkleri gelirlerinden mahrum kalması olmuştur. Prenses, bu konuda hem Osmanlı makamları ve hem de Avusturya makamları nezdinde girişimlerde bulunarak hacizi kaldırmaya çalıştı. Aynı sırada yaşadığı mali sıkıntılar için ise Osmanlı Devleti’nden mali yardım talep etti. Hem Osmanlı Devleti’nin mali yardım yapması, hem de Avusturya’nın bir süre sonra hacizleri kaldırması Prenses’in parasal sorunları aşmasını sağladı.
 
blankPrenses Cristina’nın Safranbolu’da yaşadığı üçüncü sorun ise maiyetinde çalışan bir İtalyan hemşehrisinden kaynaklandı. Prenses, 1850 yılında Safranbolu’ya beraberinde getirdiği kişilerden biri olan ve Çakmakoğlu Çiftliği’nde emrinde çalışan Petro Albertoni (başka kayıtlarda bu isim Bernardo Lorenzoni olarak geçer) isimli İtalyan tarafından bıçaklı saldırya uğradı ve pek yerinden darbe alarak yaralandı. Yerel Osmanlı güvenlik güçleri olay sonrası firar eden saldırganı kısa sürede yakalayarak tutukladı. Olayın yine Prenses’in maiyetinde bulunan bir hizmetçisi ile Petro arasındaki karşılıksız aşktan kaynaklandığı ve saldırganın bu durumdan Prenses’i sorumlu tutması nedeniyle saldırıyı gerçekleştirdiği anlaşıldı. 1853 yılının yaz aylarında yaşanan bu saldırıyı Prenses, hafif yaralı olarak atlattı.
 
Bunlar dışında Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso, Safranbolu’da bulunduğu sürede yöre halkıyla oldukça yakın ilişkiler kurdu. Prenses, halk tarafından çok seviliyordu. Komşularına ve çalışanlarına karşı oldukça yardımsever yaklaşımları olan Prenses’e, kendi ifadesine göre “beyzade” lakabı takılmıştı. Ancak 1854 yılının sonlarında Avusturya İmparatorluğu’nun tüm kaçak İtalyanlar için genel af çıkarması üzerine Prenses Cristina, ülkesine dönmeye karar verdi. Çakmakoğlu Çiftliği’ne Josef Boulanger isimli bir Fransızı müdür atayarak 1855 yılının başlarında İstanbul’a gitti. Daha sonra aynı yılın yaz aylarında ise kızıyla birlikte Milano’ya döndü.
 
Prenses Cristina Milano’ya döndükten sonra önceki yıllarına göre daha sakin bir hayat yaşadı. Bu yıllarda İtalya’nın bağımzsızlığını, birleşmesini ve Avusturya işgalinden kurtulmasını fikren desteklemeye devam etti. Prenses’in Milano’daki evi bağımsızlık ve birlik yanlılarının toplanma yerlerinden biri olmaya devam etti. Ancak sağlık sorunları nedeniyle fiilen herhangi bir hareketin içinde bulunmadı. Yine de kalan ömründe Prenses, Avusturya işgalinin sonra erişine ve İtalya’nın birleşmesine şahit oldu. 19. Yüzyıl İtalyasının önemli ve orijinal bir figürü olan Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso, 5 Temmuz 1871 tarihinde Milano’da öldü.
Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso’nun Safranbolu’daki Sürgün Yılları Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso’nun Safranbolu’daki Sürgün Yılları
Başa dön tuşu